Tuesday, November 15, 2011

Fısıltı dinleyenler

Şehre gece çöktüğünde, evinizin sessizliği içerisinde söylediklerinize, fısıldadıklarınıza dikkat edin.

Çünkü onlar o saatlerde sokakları karış karış dolaşıyor ve uzaklarında olmayan evlerde yaşayan uyanık insanların konuşmalarını, fısıltılarını duyabiliyorlar, sanki kendi kulaklarına fısıldanmış kadar net.


Geçen gece gördüğüm kâbus, yatmadan önce Edgar Allan Poe'nun şiirlerini okumuştum.

Saturday, November 12, 2011

Asporia geceleri

Çok uzun bir süredir hakkında yazı yazmadığım, ama daima aklımda olan şeylerden birisi Asporia isimli hayalî ülke. Bu yazıyı arkaplanda şu parçayı dinleyerek okumanız tavsiye edilir (StarCraft II'nin oyun içi Terran müzikleri bana hep hayal ettiğim Asporia'yı anımsatır).

Tekboynuzlu atların, cadıların, büyücülerin, prenslerin, kraliçelerin, aslan formuna dönüşebilen insanların var olduğu fantastik bir dünya hayal edin. Bu dünyada sadece büyü olmasın, ama bazı diyarlarda insansız savaş uçakları, makineli tüfekli askerler, android hizmetçiler, teknoloji araştırma merkezleri gibi bilim-kurgusal veya günümüz teknolojisine ait öğelere de rastlanabilsin. 

İşte bu hayalî dünyanın kuzey topraklarında (aslında çoğunlukla buzullarında) kurulmuş ütopik bir prenslik, Asporia. Hem teknolojiyi, hem de büyüyü barındıran soğuk, eşsiz bir diyar. Leviathan ülkesinin müttefiklerinden birisi.

Asporia'nın içinde bulunduğu dünyada teknoloji, büyücüler tarafından, büyünün alt bir dalı olarak görülür. "Biz doğa yasalarına aykırı bir iş yapmıyoruz aslında", demişti Klox isimli usta bir büyücü, "Bizim yaptığımız şey doğa yasalarının açıklarını bulmak, doğayı istediğimiz şekilde yönlendirebilmek, manipüle etmek. Bunu tesadüfen ortaya atılmış, uydurulmuş sözlerle, davranışlarla gerçekleştiremezsiniz. Büyü yapabilmek için öncelikle doğayı, içinde bulunduğunuz evreni anlayabilmeniz, en nihayetinde de bildiklerinizi birbirleriyle akıllıca bir şekilde birleştirebilmeniz gerekir. İşte bu yüzden büyücülük, zekâ gerektiren bir zanaattır. Bir kağıt üzerinde yazılı sözleri herkes ezberleyebilir, ama suyu ateşe çevirmeyi başarabilmek için önce suyun doğasını anlayabilmeniz gerekir. Ben bir transistörün yarı-iletken maddeleri nasıl kullandığını veya sayfalarca süren makine dili komutlarını incelediğimde bizim zanaatımızdan çok farklı bir yaklaşımın sergilenmediğini görüyorum.". Büyücü Klox'un bu sözleri sarf ettikten sonra Gauss tabancası sahibi bir mühendis tarafından silahlı saldırıya uğraması trajik bir olaydır (Klox, zırh vazifesi gören tılsımları sayesinde saldırıdan yara almadan kurtulurken aynısını şu an hayatını mavi bir kurbağa olarak devam ettiren mühendis için söyleyemeyiz). Anlaşılan o ki, teknolojiyi geliştiren sınıfın pek tutmadığı bir düşünce bu.

Teknoloji disipliniyle uğraşan insanlara göre ise büyü... Büyü gibi bir şeydir. Anlaşılmaz, rastgele, ama tuhaf bir şekilde işe yarar.


Asporia'da geliştirilen teknoloji, Asporia dışında dünya üzerindeki az sayıda ülke tarafından kullanılmaktadır. Bu dünyadaki ülkeler genellikle büyüye yoğunlaşmıştır, tuhaf Asporia teknolojisine ya soğuk bakmaktadır (çünkü zaten ihtiyaçları yoktur), ya da onu hiç kullanamamaktadır. Örneğin, Asporia'da üretilen hiçbir mekanik veya elektronik cihazın Leviathan'da çalıştığı görülmemiştir. Cihazların ya mekanik parçaları paslanmaya ya da elektronik yapılarında kısa devreler oluşmaya başlamıştır, bunun görünen nedeni Leviathan'ın aşırı nemli olması. Asporia'nın derin sularının altında sorunsuz bir şekilde çalışan balık tutucu ve inci toplayıcı akıllı makinelerin  Leviathan'da karadayken bile bozulmaya başlaması akıllara "Acaba elektronik cihazları etkisiz kılan bir koruma büyüsü mü var?" sorusunu getirmektedir.

Asporia Prensliği sınırları içerisinde yerleşime uygun ormanlık alanlar mevut olsa da, ülkenin önemli bir kısmını soğuğun hakim olduğu kuzey toprakları oluşturmakta. Üzerinde bulunduğu dünyanın Kuzey Kutbu'na yakın olan bu buzul bölgede herhangi bir kasaba veya şehir bulunmamaktadır. Bunun yerine; araştırma merkezleri, büyücülük kuleleri, karargâh benzeri tesisler ve bir şato inşa edilmiştir. Su Kristali Kulesi'nde çeşitli diyarlardan gelmiş seçkin büyücüler çalışmalarını rahatsız edilmeden sürdürürken, Serin Mavi tesisinde teknolojiyle az da olsa ilgilenen diğer ülkelere ihraç edilecek ürünler geliştirilmektedir. Asporia Bankası'nın binası, Asporia'ya ve diğer ülkelere ait değerli eşyaların güvenle saklandığı kasalara ait bir tesistir. Enerji santrali, Asporia'daki binaların içlerini yeterince ılık tutacak enerjiyi sağlamaktadır. Henüz kimse Asporia'da donarak ölmemiştir, tabi binaların içinde kaldıkları süre boyunca.

Ülkenin nüfusu azdır. Temizlik, garsonluk gibi hizmetler, insan şefler tarafından yönetilen ve bakımı yapılan android robotlar tarafından verilmektedir. Ülkedeki insanlar genellikle yöneticiler, bilim adamları, büyücüler, komutanlar, sanatçılardır.

Asporia, "Aslan İni" isimli şatosu yaşayan Prens Arleon ve ona bağlı olan yedi şövalyesi/lordu tarafından yönetmektedir. Arleon ve şövalyeleri, bazen bir aslan, bazen de aslanadam formuna girebilme özelliğine sahip insanlardır. Bu aslan liderlerin amacı, Asporia'yı ve müttefiklerini kendi dünyalarının en güçlü ülkeleri haline getirmektir, askerî, ekonomik ve kültürel olarak.

Saturday, November 5, 2011

Swimming Home

Biraz haberler ve fotoğraflar...

Geçen gün ondan ayrıldım. Nasıl hissediyorum kendimi? Kendim gibi. Ne eksik, ne de fazla. Bu ihtişamlı bir duygu. (Evet, Twitter'a yazdığım iletiyi kopyaladım, çünkü durumu güzel bir şekilde dile dökmekte) Üzüldüğüm tek şey onunla geçen 2 aylık süre.

Hayatımdaki pek çok şeyi ihmal ettiğimi fark ettim bu son günlerde. ALES'in başvuru tarihini kaçırdığımı öğrenmek tokat etkisi bıraktı. Veya bugün diş randevuma gittiğimde hangi dişimin tedavisinin yapılacağını hatırlamakta zorluk çekmem... Birkaç yakın arkadaşlarımla uzun süredir hiç görüşmediğimi, Warlocks'ı ve daha pek çok projeyi/çalışmayı ihmal ettiğimi fark etmeye başladım.

Google Desktop'ımda Photos gadget'ını kullanmaya başladım. Amaçladığım, ihmal etmemem gereken şeylerle ilgili resimler artık masaüstümün bir kenarında gösterilmekte. Umarım motivasyonumu korumada işe yarar. 

 Evdeki telefonun yanında bulunan, önemli telefonların listesini tutan kağıdın 5 Kasım'a ait bir ajanda sayfası olduğunu fark edip gülümsedim.


Kızılay'da, Güven Park'ın yanında çiçekçilerin bulunduğu yoldaki heykelin etrafına kurulan bir seyyar tezgah. Satıcı ortalıkta yokken hemen telefonla bu resmi çektim.

Bu da benim Google Desktop'ımın nasıl göründüğü. DragonFire SDK'yla geliştirdiğim adventure oyunu motoruyla basit adventure oyunları yapıp artık AGS Forumları'nda duyurusunu yapmayı planlıyorum. "AGS grafikli" şeklinde kendime aldığım notta kast ettiğim şey, AGS'yle birlikte gelen default grafikleri kullanan basit bir macera oyunu.