Saturday, November 30, 2019

2019 Kasım'ın son günü dondurması

Blog neredeyse öldü, ama isminin getirdiği gelenecek devam ediyor: Kasım'ın son günü dondurma yemek. Bugün bu geleneği SushiCo'da yerine getirdim. Hayatımda ilk kez kızarmış dondurma yedim. Çok sevmedim, sanırım bir daha uzun bir süre boyunca tekrar yemem.

Bugün dışarıdayken çok güzel bir gün geçirmiştim. Çok geç uyandığım için işe (Aslan Game Studio işlerine, çünkü haftasonları onları yapıyorum) gitmedim, öğle yemeğini yemek için Armada'ya gittim (saat 19:00 falandı, o kadar geç uyandım çünkü). SushiCo'da sushili ve sebzeli noodle'lı menü yedim. Yemekten sonra da soldaki İrlanda temalı barda bir Safari içtim. Her şey yolunda gitti.

Sonra eve gittim. Evdeyken evin birincil banyosunun kapı kolu düştü, kapısı kilitlendi! Çok şükür birisi içerideyken ve evde sadece tek kişi varken olmadı. Korkularımdan birisi evde tek başınayken, ailem şehir dışındayken, telefonsuzken bir odada kilitli kalmak. Kapıyı kıracak kadar güçlü olmadığım için birisi beni kurtarana kadar beklemem gerekirdi, bu sırada açlıktan ve susuzluktan ölürdüm. Korkum bu.

Babam tamircinin ancak pazartesi günü geleceğini düşünüyordu, ben buna rağmen internette, oturduğumuz semtte çilingir bulup aradım. Neyseki cumartesi gecesi çalışıyorlardı. Geldiler, kapıyı tamir ettiler, ama hâlâ tam olmadı. Bir süre kapıyı açık kullanacağız.

Geçen yılki Kasım'ın son günü de başıma aksilik gelmişti. İşten eve giderken bayılacak gibi olmuştum, metro istasyonunda yere yığıldığım için hastaneye kaldırılmıştım. Çok kötü bir gündü.

Bakalım 2020'deki Kasım'ın son gününde beni nasıl bir terslik bekliyor?

Bu arada Aslan Game Studio işleri son aylarda çok yavaşladı. İşe çoğunlukla gidemiyorum, çünkü haftasonları uyanamıyorum. Saat 16:00'da uyanınca işe zaten 18:00'de varıyorum, 21:30 gibi ofisten çıkmam gerekeceği için işe hiç gitmiyorum. Uyku sorunları yaşıyorum, ama asıl sorun motivasyon. Asıl işimden zaten yeteri kadar para kazanırken, bir de doğru dürüst kazandırmayan ek iş için motivasyonum kalmıyor.

Friday, August 23, 2019

Kadın cinayetini haklı gören mallar

Emine Bulut cinayeti tam anlamıyla kan dondurucu. Videoyu izlemedim, izlemeyeceğim, çünkü okuduklarımla yeteri kadar kanım dondu.


Kan dondurucu başka bir şey daha var, bugün onu düşünmekten eve gelirken tansiyonum düştü: Emine Bulut cinayetini haklı gören zihniyet. Bir kadınla evlendiği, sevgili olduğu, belki de kadına karşılıksız bir şekilde saplantı duyduğu (buna "aşk" demeyeceğim) için erkeğin kadına sahip olduğunu düşünen zihniyet. Bu zihniyete göre kadın bir mülktür, kadını (ve belki de çocuklarını) ne kadar istismar ederse etsin kadının onu terk etmeye ve yeni bir hayat kurmaya hakkı yoktur. Hödükler!

"Adam her şeyini kaybetmiş, mahkeme kararıyla uzaklaştırma almış, böyle bir şey yapması haklı" diyen ünlü bir dallama var. Düşünmüyor ki kadın, çocuklu dul bir insan olmak çok keyifli ve hayatı kolaylaştıran bir şey olduğu için dul kalmayı tercih etmedi. Düşünmüyor ki adam acaba neden uzaklaştırma mahkeme kararı almış, acaba kadına zarar verdiği için olabilir mi? Aaa ama tabii, evlenmişler ya, adamın kadına zarar vermeye, kâbus gibi bir evlilik sunmaya hakkı var, çünkü erkeğin eşini mutlu etmek gibi bir görevi yok.


Sosyal medya çok değişik bir varlık. Toplumda ne kadar çürüklük var, hepsi bilgisayarımızda, telefonumuzda gözüküyor. Konuyla ilgili gördüğüm her hödüklük ayrı ayrı sinirimi zıplattı.

Bunun düzeleceğine karşı umudum yok. Belki birkaç yüz yıl sonra, daha erken değil. Daha orman yangınının kötü bir şey olduğunu bile bu sığırlara anlatamıyoruz.

Monday, August 19, 2019

Ağustos 2019


Bu aralar ne yapıyorum, içimi dökmek istiyorum. 2019'da hiç blog yazısı yazmamışım.

Son günlerde kendimi mutlu hissediyorum. 2019 benim için değişim yılı oldu. Yeni bir işe başladım, yeni bir eve taşındık. #HerŞeyÇokGüzelOlacak dediklerinde inanmıyordum, yanılmışım.

ATOM'u bıraktım. 1 yıldan çok daha uzun bir süredir oradaydım ve daha şirketleşemedim, daha fazla duramazdım, yeni gelecek insanlara alan bırakmak gerek. Bu sırada ilgimi çeken bir iş teklifi aldım. Artık Holo Oyun'da oyun programcısı olarak çalışıyorum. Yakında ismi değişecek olan Chess Parallel Esports'un programlamasını yapıyorum. Yine 3 boyutlu bir satranç oyunu, ama birden fazla tahta var, tam bana göre bir iş. ODTÜ Teknokent'ten Hacettepe Teknokent'e taşınmış oldum. Galyum Blok'u özlüyorum, eski bilgisayarımı özlemiyorum, HDD'li bilgisayardan SSD'ye geçince çok şey fark etti.

Maddi olarak oldukça iyi bir durumdayım, düzenli maaş almanın yanısıra Legends of Learning'ten de onlar için yaptığımız çocuk oyunlarının parası geliyor. Halimden memnunum, ihtiyaçlarımı ve Pawn of the Dead'in yapım/reklam masrafını karşılayabiliyorum.

Aslan Game Studio'yu bırakmadım. Mesaim dışındaki zamanlarda (bunlar hep tatil günleri oluyor) Pawn of the Dead'e devam ediyorum. Satışları şu an kötü gidiyor, ama bu benim tutku projem. Sinematikleri yapmam çok zaman alıyor, ama yaptığım çalışmadan da çok keyif alıyorum, Türkiye'de benzeri az bir iş (sinematiklere sahip fantastik kurgulu oyun) yapıyor olmak beni motive ediyor. Yaptığımın maddi karşılığını alamayacağım, fakat dediğim gibi, tutku projesi. Eksik bir oyun çıkarmak istemiyorum.

Clown House 2'ye ne zaman devam edeceğime dair hiçbir fikrim yok. O konuda oyunculardan baskı görüyorum, beklenti karşılayacak kadar para kazanma potansiyeli en yüksek oyunum o olduğu için de ona başlamak için baskı hissediyorum, ama önce Pawn of the Dead'i bitirmem lazım. 

Bilgisayarda bu aralar çok nadiren oyun oynuyorum. Oyunlara karşı tutkumu bu aralar hissetmiyorum. Raftan çıkardığımız Sega Mega Drive var, yeni ekran kartım var, ama elim oyuna gitmiyor. Sadece telefonda birkaç zekâ oyunu oynuyorum, yatmadan önce veya metrodayken falan.


Bloga hiç yazmadım, ama bu yıl Kanal D'de televizyon yarışmasına çıktım, Abbas Güçlü ile Büyük Oyun'a. İlk hafta Drunkard Bird ile haftanın birincisi olduk. Yarışma beni biraz daha ünlü etti, ama hâlen ünlü bir insan değilim. Drunkard Bird'ün indirme sayısı hâlen çok düşük.

Etkileşimli Korku Hikâyeleri'ne devam etmeyi düşünmüyorum. Maddi getirisi çok az, yeteri kadar insan oynamıyor. Oynayan az sayıda insan da yeni bölüm çıkarmam için baskı yapıyor, bu beni biraz strese sokuyor.

Maaşlı yeni işe girmek kendimi daha iyi hissettirdi.

Yakın zamanda yeni Mutlu Oyun Programlama videosu gelemeyecek, çünkü ofisimiz pazar günleri bile dolu. Sanırım eve ikinci monitörü aldıktan sonra devam edebileceğim.