Ama şu an kendimle (şu anki halimle) kesinlikle gurur duyuyorum, çünkü o dönemki ruh halimden kurtulabilmeyi başardım. İyileşmek için çok çaba harcadım ve bu da işe yaramış olmalı ki artık varlığım seni üzmüyor. Artık korku yazmak istemiyorum! Düşnehri, benim bastırmaya çalıştığım suçluluk, öfke, çaresizliğin dışavurumu niteliğindeki bir eserdi, ama artık bu oyunu yapmaya ihtiyaç duymuyorum. Oyun yapımcısı olarak itibarım da benim sağlığımdan ve sevdiğim insanlardan daha önemli değil, başka şeyler de yapabilirim.
Şu ana kadar yaptığım kısmı da sanırım kendime saklayacağım. Zaten oyunun hikayesinde boşluklar vardı ve hikayesi de LitN kadar gerilimli ve heyecanlı değildi. Şu an için ufak projelerime yoğunlaşmam en iyisi.
Canım pek bir şey yazmak istemiyor, ama oldukça mutlu olduğumu söylemeliyim. Sadece eski ve yeni fotoğraflar, resimler koymak istiyorum.
Bir sınıf arkadaşım ile defterimin kenarına çizdiğimiz bir şeyler. Arkadaşımın adı Pı. (pıff, tarayıcı o kadar yüksek kontrastla tarıyor ki sanki resimler sonradan eklenmiş gibi duruyor)
1-2 ay önce. Saçım uzunken. En iyi ışık kaynağı hâlâ burada.
Bu konuyu tartışmayı gereksiz buluyor ve pek sevmiyorum, ama Bilim & Teknik sansürü olayından sonra bu konu hakkında bir monte hazırlamaktan kendimi alamadım.
2008 yazında Mudanya'da çektiğim bir resim. Denizi seven kedi.
1 comment:
Normalde yorum yazmaktan kaçınmama rağmen keyfin yerinde olduğu zamanlarda yazılarını okumak, hayat ne kadar kötü giderse gitsin insanı (En azından beni. Şimdi tüm insanlık adına konuşmayayım.) gülümsetebiliyor =) Nadir -ve muhtemelen güzel- bir özellik.
Bir de kediyi çok sevdim.
Post a Comment