Kendimi mutlu hissettiğim dönemlerden birisi. Belki ilaçlarımın dozunun artırılmasına borçluyum bunu, ama bunu "asıl hissetmem gereken şey" olarak görmeyi tercih ediyorum.
Ruh halimi anlatan bir şarkı seçmem gerekirse The Beatles'ın The Fool On The Hill'ini seçerdim. Sözleriyle değil ama müziğiyle (hoş, sözleri de beni anlatıyor olabilir). Bana Aslan Kral filmini ve Simba'yı hatırlatıyor bu şarkı. Kullanılan enstrümanların bunda etkisi büyük.
Bazen Düşnehri'ni, korku oyunu yapmayı özlüyorum. Özellikle son birkaç haftada aklıma öyle güzel fikirler geldi ki, eğer bunları güzel bir şekilde hayata geçirebilseydim kült bir yapıma imza atabilirdim. Ama oyunun hikayesinin temelini yaşadığım sorunlar oluşturuyor, beni üzen şeyleri sürekli kendime hatırlatmış olacaktım bu oyuna devam etseydim. Akıl sağlığım ile başarı arasında bir seçim yapmam gerekti sanırım.
Zaman kayması yaşıyorum. Kendimi 2009'da değil de 1960'larda, 70'lerde filan hissediyorum. Son zamanlarda dinlediğim şarkılar ve oynadığım oyunlar ve biraz da üzerinde uğraştığım şeyler bunun nedeni. Plazma dergisini okuyorum arasıra, 60'ların ve 70'lerin müziklerini dinliyorum, Commodore emülatöründe oyun oynuyorum, ilkel sayılabilecek kadar eski ama zevkli şeyler kodluyorum. Mesela sürekli hareket halinde olan bir sinüs grafiği kodladım, yılan gibi hareket ediyor, ilginç olan şeyse istemeden de olsa bir 3D havası vermiş olmam.
http://beskrajnost.com/gord10/sinuzitallegro.rar
Ve bir de Tombala simülasyonu yaptım. İlk başta basit bir tombala oyunu için kart yaratabilmek için bir C programı yazmıştım, sonra bu yazdığımı koca bir simülasyona çevirmeye karar verdim. Oyuncu sayısını kendimiz belirtiyoruz. "Oyun" diyemem, çünkü neredeyse hiçbir etkileşim yok.
http://beskrajnost.com/gord10/tombala.exe
http://beskrajnost.com/gord10/tombala.cpp
Bunu yazarken eski bir dostumu, Don'u online gördüm ve oyunum, projelerim hakkında filan konuştuk, iyice mutlu oldum : )
No comments:
Post a Comment