2013 yılı, hayatımla ilgili önemli değişikliklerle başladı.
Bir yıldan uzun bir süredir çalıştığım işyerinden, Lamagama'dan çıkarıldım. Sebebi, "Quadratum Mortis ekibinin yeniden yapılanmaya geçirilmesi". Ne şirket, ne de proje hakkında daha fazla konuşamam burada, lütfen genel gidişâtı bana sormayın.
Bu konu hakkında çok üzgünüm. Ama en azından kendimi suçlu veya yetersiz hissetmiyorum.
Peki şimdi ne yapacağım? Bilmiyorum. Bildiğim iki şey şu; en az bir haftalık bir tatil yapacağım ve bu boş kaldığım süre içerisinde Düş Nehri'ne abanacağım.
Evet, Düş Nehri... Self'i güya 2012 Aralık'ında çıkaracaktım. Olmadı. Tüm enerjimi başka şeylere aktardım. Boş kalan epey zamanım oldu yine de, ama o zamanlar geldiğinde de ben artık "ben" değildim. Yaratıcılıktan, üretme arzusundan uzaklaştım (ama belirteyim, bu durum işimi etkilemedi, yapılması gereken ne varsa ben onu yaparım). Geçmişin acıları, geleceğin endişeleri daha da bir su yüzüne çıktı. Korku oyunu yapmanın bile beni rahatlatamadığı bir dönemdeydim. Ama şu an daha iyiyim. Artık geleceğe dair o kadar endişem yok en azından.
Şimdi işten de çıktıktan sonra Self'i Şubat'ta tamamlarım gibi geliyor bana. Oyunu daha da ilerletecek fikirlerim vardı, onları hayata geçirebilirim. Özgürüm ne de olsa.
Özgürlük... Yarın herhangi bir saatte kalkmak zorunda olmadığımı bilmek, gecenin körüne kadar uyanık kalıp oyun oynayabileceğimi veya film izleyeceğimi bilmek... Hoş, umarım çok da uzun sürmez bu özgürlük. Çünkü bir süre sonra yorucu bir hale geleceği kesin. Hem zamanın büyük bir kısmını karanlık bir odada bilgisayar başında geçirmek "özgürlük" olarak isimlendirilebilir mi? Eğer sizin tek yapmak istediğiniz şey buysa evet. Ama benim istediklerim daha fazlası, bunu biliyorum. İstediğim son şeylerden birisi, kahrolası bir hikikomori olarak hayat sürdürmek.
Aslında sayfalarca yazacak şeylerim var, bunlardan sadece ufak bir kısmı iş hayatıyla ilgili.
2 comments:
Hayırlısı olsun. Çok kafana takma. Yeni fırsatlara açıksın şu anda en azından :).
Düş Nehri konusunda ise ne düşünüyorsun bilmiyorum ama başladığından beri çok zaman geçti. O eski dürtüyü hissetmiyorsan projeyi sürüklemenin pek bir alemi yok bence. Başladığımız her proje bitmek zorunda değil.
Hatta buna en güzel örnek Andy Schatz. Adam başka bir proje üzerinde çalışırken o projenin gerçekten başarılı olamayacağını düşünüyor ve ara veriyor kendine. Öylesine ufak bir prototip kodluyor kendi kendine. 1-2 aylık çalışmayla bitirdiği prototip ile IGF'i kazandı. Şimdi ise çıkmak üzere Monaco.
Hikikomori yorumuna cevabım ise "Welcome to NHK" http://www.youtube.com/watch?v=XG_kmySngSg :)
Lamagama iş başvurusu yapma planlarında bulunmayı planladığım yerlerden biriydi, tuhaf.
Şu anki işimde yaşadığım bir sıkıntı yok hatta ziyadesiyle iyi ama oyun sektörüne karışmak gelmişti içimden heyecanlar arayarak.
Bir yığın firma daha var, ağırlıklı olarak mobil oyunlara yönelen firmalara başvurabilirsin Android ya iOS için oyun geliştiren. C ve türevlerini bilen insan şu iki platformun dillerine adapte olmakta pek sıkıntı çekmez zaten.
Post a Comment