Sunday, April 11, 2010

11 Nisan 2010

Geçen gün rüyamda Tılsım'la savaştığımı gördüm, Arleon olarak. Gerçek bir savaş değil de Düş'teki turnuva gibi, müsabaka amaçlıydı. Ama bir turnuva savaşı da değildi sanırım; çünkü bu savaş, seyircilerin bulunduğu bir arenada değil de o an içinde sadece o dövüşen kişilerin bulunduğu o garip yerlerden birisinde gerçekleşiyordu (Hani Mortal Kombat filmlerinde filan olur ya).


Eiffel Kulesi'ne benzeyen demir bir yapı düşünün, bu yapı bir şehrin içinde değil de yeşil, koca bir arazinin içinde, ama kule kadar yüksek dağların arasında olsun. Bu kulenin üzerinde de bir oda var ve biz bu odada kılıçlarla savaşıyorduk. Odanın içinde içine su dolan bir odayı resmeden bir tablo (evet, odanın içinde bir oda resmi) vardı. Tılsım o resmi kılıcıyla kesince o resimden içeriye bizim savaştığımız odaya sular dolmaya başlıyordu. Dolan suların benim için dezavantaj teşkil ettiğini adım gibi biliyordum. Sonra ne olduğunu bilmiyorum, rüya bitmişti.

---


Pufff, "Bu aralar yeterli zamanım yok" diye Düşnehri'ne vakit ayıramıyorum, oyuna devam etmeyi çok istememe rağmen. Geçen gün Scratches'ın yapımcılarının üzerinde çalıştığı yeni korku oyununu görünce yastığımı kapıp ısırmak istedim, korkunç bir şey yapmayı ne kadar özlediğimi fark ettim. Şu an ne yapıyorum peki? Ders slaytı okumak için bilgisayarın başına geçeli iki saat oldu, bu zamanın belki onbeş dakikası asıl işimle meşgul geçti (çok çalıştığım ve ikinci kez aldığım elektrik devreleri sınavının kötü, ilk kez aldığım ve çok az çalışma fırsatımın olduğu başka zor bir dersin (Bilgisayar Organizasyonu, donanım temelleri) sınavının iyi geçmesi motivasyonumu mahvetti). Daha Lost in the Nightmare'ın bile düzgün bir websitesi yokken (webteki oyun databaseleri veya oyunumun incelemeleri olmasa insanları öyle bir oyunun var olduğuna inandıramazdım bile) bunca vakit kaybetmek beni kötü hissettiriyor. Son haftalarda acayip yorulduğum, belki dinlenmeye ihtiyacım olduğu için son bir-iki günde mallaşmış olmalıyım, ama mallaşmak için kötü bir dönem.

4 comments:

Roselyn said...

sulu resmi kesince su dolması çok orjinal bi fikirmiş, çalabilir miyim? =D

onun dışında, benim de yapacak işlerim birikti, gerek proje olsun gerek tez. daha bir kelime bile yazmadım. canım sıkılıyor.

Galiba bu aralar olan en güzel şeyi Sercan'la tanıştım, bana az biraz bişiler gösteriyor renklendirme konusunda ^^

<3

Ahmet Kamil Keleş said...

Çal <3

Bugün dA'da şu tutorialı gördüm, ilgini çekebilir.

Aslı "TILSIM" Palabıyık said...

Çok hoş bir fikirmiş cidden. Belki Roselyn'in turnuvasında karşılaşırız, kimbilir ^^

Levil olayı ise ayrı bir bomba, ilk gördüğümde çok güldürmüştü beni. Başarılı bir şakaydı ^_^

Gelecek oyununu yayınlarım ama telif hakkını da alırım. Hıh!

Aslı "TILSIM" Palabıyık said...
This comment has been removed by a blog administrator.