Friday, March 24, 2017

Zenci L tartışması ve bir teori

Benim internet üzerinde sık sık tartışılan bir konuyla ilgili bir teorim var. Hayır, uzmanlığım/mesleğim psikoloji değil, sadece gözlemlediklerim üzerinden sonuç çıkarıyorum. İlgili alanlarda uzmanlık sahibi insanların da fikrini merak ediyorum.

Tartışma konusu

Death Note'un Amerika uyarlaması filmi gelecek. L'i bu filmde zenci bir aktör canlandırıyor.

Bu konuda insanlar ikiye ayrılmış durumda. Ben dahil olmak üzere birileri "Biz bu karakteri beyaz tenli hayal ettik, görünüşü çok alakasız birisine rol verilmiş," diyor. Ötekiler de "L'in karakterinin ırkla hiçbir alakası yok. Rahatsız olduysanız ırkçısınız!"

Bir karakteri farklı ırktaki bir oyuncunun canlandırması konusunda yaşanan ilk tartışma L değil. Kara Kule'nin filminde Roland'ın, Harry Potter evreninde geçen tiyatro oyununda Hermione'nin de zenci oyuncular tarafından canlandırılması aynı tartışmaları yarattı.

Peki biz daha önceden beyaz olarak tasvir edilmiş, canlandırılmış karakterlerin ten rengine sadık kalınmasını istediğimiz için ırkçı mıyız? Kesinlikle katılmıyorum.

Teorim
İnsan zihni çok kompleks bir varlık. Birbirinin tıpatıp aynısı iki farklı zihnin dünya üzerinde bulunabileceğine inanmıyorum. Düşüncelerimiz, etrafı nasıl algıladığımız da kişiden kişiye göre değişiyor.

Ben dahil olmak üzere insanlardan bazıları, diğer insanları (kurgusal karakterler de dahil) zihinlerinde fiziksel özellikleriyle beraber tutuyor. Bu yüzden çok uzun süredir tanıdığım siyah saçlı bir kadın, saçını sarıya boyattığında yeni haline alışmam zaman alabiliyor. Çünkü o kadını siyah saçlı olarak zihnimde kodlamışım, sarışın olunca yeni bir insan karşımdaymış gibi hissediyorum.

İnsanlardan bazıları da tamamen soyut olgularla insanları ve karakterleri aklında tutuyor. Kişilik, zekâ, vesaire... Belki yapılması gereken bu, ama ben bunu yapamıyorum.

Gücü kişiden kişiye göre farklılık gösteren görsel hafıza gibi hafıza tipleri olduğunu biliyorum, bu farklılığın bununla alakası olabileceğini düşünüyorum.


Mesela bana "Şirinler'in filmini çekeceğiz. AMA ŞİRİNLER KIRMIZI OLACAK!" deseler garipserim. "Moulin Rouge'un remake'ini çekeceğiz, ama Satine esmer ve 80 kilo olacak!" deseler de.

Yani meselenin ırkçılıkla değil, karakterleri kafamızda nelerle kodladığımızın farklılığıyla alakası olduğunu düşünüyorum.

Peki anime karakterlerinin beyaz olmasına neden karşı çıkmıyorsunuz?
Tartışmadaki ilginç noktalardan birisi, L dışındaki karakterlerin filmde beyaz oyuncular tarafından canlandırılmasının neden bizi rahatsız etmediği. Bununla da ilgili bir teorim var.

Animelerdeki Japon karakterler genellikle gerçek Japonlara benzemiyor. Gözleri büyük, saçları açık renkli karakterler var. Japonlar "Biz beyazlara benzemek istiyoruz" falan demiyorlarmış, kendilerini algıladıkları gibi çiziyorlar, o çizdikleri karakterleri görünce de onları Japon olarak algılıyorlarmış. (Kaynak: https://thesocietypages.org/socimages/2010/08/30/guest-post-why-do-the-japanese-draw-themselves-as-white/ )

Böyle olunca da ben Kira'yı sarı saçlı, beyaz tenli bir genç olarak algılıyorum. Nedeni basit, çünkü öyle çizilmiş! Biraz önce söylediğim gibi, insanların gördüklerini algılama şekli farklıdır. Filmdeki Kira'yı oynayan aktör de algıladığıma yeteri kadar benziyor. Hoş, Misa Amane'den uyarlanan karakteri ben olsaydım kesin sarışın yapardım.

Peki neden bu kadar uzun bir makale yazdım?

Çünkü şüphesiz ki ırkçılık çok ciddi bir sorun ve ona karşı mücadele edilmesi gerekiyor. Irkçılık olmayan bir şeye ırkçılık gibi davranmanın ırkçılık problemini çözmemizi zorlaştırdığını düşünüyorum.