Sunday, April 29, 2012

İlginç olaylar



Bu yazımda, son günlerde başımdan geçen iki ilginç olayı sizlerle paylaşmak niyetindeyim. Bunlardan birisi tanık olduğumuz UFO'lar hakkındayken, öteki tam bir korku filminden fırlamış bir sahne (bu ikinci olayı Facebook'ta paylaşmıştım, FB arkadaşlarım için yeni bir şey değil yani).

UFO ile kast ettiğim şey elbette "tanımlanamayan uçan nesneler", onların uzaylı olduğunu söylemiyorum ("...ama onlar uzaylılardı!" diye devam edesim var).




ODTÜ-Bilkent semalarındaki UFO'lar

 27 Nisan 2012 tarihinde, saat 8 sularında ODTÜ Teknokent'teki iş yerimizden çıkıyorduk; ben, Gökhan Abi ve Aydın. Binadan çıktıktan kısa bir süre sonra gökyüzündeki parlak bir cismi fark ettik. Cisim; ne olduğunu anlayabilmemiz için fazla küçüktü veya fazla uzaktaydı. Ama cismin sanki alevler içerisindeymiş (veya bir alev topuymuş!) gibi parladığını fark etmemek imkansızdı.

(Benim telefonumla çektiğim bir video var, ama aşırı dandik olduğunu belirteyim. O cismin hızı ve hareket yönü konusunda fikir verebilir belki. Bu video ikinci UFO'ya ait; ama zaten ikincisinin ilkinden neredeyse hiç farkı yoktu.)

Bu minik noktanın etrafına yaydığı ışığın hue değeri ve şiddeti bana titrek bir şekilde değişiyormuş gibi geldi; yani bir lambadan beklenileceği gibi stabil bir ışıktan ziyade, yanan bir cisim izlenimi veriyordu. Işığın renginin kırmızı-turuncu tonları arasında kalması da cabası.

Videoda göreceğiniz üzere, yavaş bir cisim değildi bu. Gözümüzün gördüğü kadarıyla bu şey bir ateş topu değildi, ışık kaynağının üzerinde karanlık bir cisim vardı. Belki ateşle ısıtılmış sıcak havayla uçan bir balondu bu, ama bir balonun bu kadar hızlı gitmesi normal mi? Hava pek rüzgarlı değildi, bulutlar da neredeyse hareketsizdi.

Sonra cismin ışığı söndü ve yere doğru iniş yaptı. İtiraf etmeliyim, o şeyin ışığının sönmesi ve inişe geçmesi beni rahatlattı, çünkü çarptığı yere zarar verecek, patlayacak bir nesne olması ihtimali geçiyordu aklımdan.
 
Kısa bir süre sonra, aynı türden ikinci bir cisim göründü. Önceki cisimle aynı rotayı izliyordu. İlk başta o da parlıyordu, aynı yere iniş yaparken ışıkları sönmüştü.

Cisimlerin Bilkent tarafına iniş yaptığını görmüştük. Gökhan Abi'nin arabasıyla cisimlerin iniş yaptığı yerin civarına gitsek de, bu cisimlerin ne olabileceğine dair herhangi bir ipucu bulamadık.

Bu şey ne olabilirdi? Bir balon? Balon için fazla hızlı değil mi? Gösteri yapan bir yamaş paraşütçüsü? Uçak?



Evil reflection 

O pazartesi akşamı evin salonuna kurulup, PS3'te Game of Thrones'un yeni bölümünü izlemiştim. Dizi bitmişti, credits ekranı akarken ben hâlen koltukta oturmaya devam ediyordum.

Credits ekranı da bittikten sonra televizyon, beni ve içinde bulunduğum ortamı (yani evin salonunu) göstermeye başladı. Adeta bir ayna gibiydi; beni koltukta otururken ve önümdeki ekrana bakarken gösteriyordu. PS3'ümde Move cihazı da bulunduğu için televizyonun üzerinde konsola bağlı bir tane kamera var, o an ekrana yansıyanın bu kameradan çekildiğinden emindim. (Sağdaki resimdeki koltukta oturuyor olduğumu hayal edin; o günkü kılık kıyafetim çok dağınık olduğu için sadece olayın arkaplanını gösteren bir frame'i koydum.)

Ben "Kamera niye aktif hale geldi ki?" diye düşünürken, yansımam benden bağımsız olarak ayağa kalkıp odanın etrafında yürümeye başladı, gözleri benim üzerimdeydi. Ne oluyor ya??!?

Ve sonra hatırladım: PS3'ün kamera görüntüleri üzerinde yaptığım bir görüntü işlemi deneyi için deneme videoları çekmiştim. Dizinin video dosyası bittikten sonra da bu benim çektiğim kayıtlar gösterilmeye başlamış. Birkaç milisaniyeliğine de olsa korkutucu bir deneyimdi.

No comments: