Friday, March 16, 2018
"Merhaba, benim bir oyun fikrim var, yapar mısınız?"
Bağımsız (indie) oyun geliştiricilerin sık sık karşılaştığı böyle bir soru var. Eğer bu bir freelance iş değilse yanıtı genellikle "Hayır", bunun nedenini bu yazıda kısaca açıklayacağım.
Esas nedeni şu: Bağımsız bir geliştirici, zaten başkasının fikrini yapmak yerine kendi fikrini hayata geçirmeyi tercih ettiği için bağımsız geliştirici olmuştur. Düzenli, miktarı belli bir gelir elde etmek yerine risklerle, belirsizliklerle uğraşmamızın nedeni kendi fikrimizi hayata geçirme isteği.
Şimdi varsayalım ki siz Yeni Dünya isimli bir RPG yapmak istiyorsunuz. Bu işi yapabilmenizi sağlayacak kadar eğitim aldınız. Belki önceki işinizden ayrılıp, biriktirdiğiniz parayla bu işe gireceksiniz. Belki de yatırımcı buldunuz, bir yatırımcıyı fikrinize ikna etmek de zor bir iş. Nihayet çalışmalara başladınız, hayalinizdeki oyunu yapıyorsunuz.
Sonra bir gün benden bir mail aldınız. "Merhaba, benim Pawn of the Dead isimli bir fikrim var. Satranç tabanlı, ama şöyle şöyle farkı var. Size çok para kazandıracak. Yapar mısınız?". Yeni Dünya ile ne tür olarak, ne atmosfer olarak alakası var. Var olan birikiminizi, tüm kaynaklarınızı hangi oyun üzerinde harcardınız?
Fikrinizin reddedilmesi o fikrin kötü, ticari potansiyeli yetersiz olduğu anlamına gelmez tabii. Fakat dediğim gibi, çoğu indie var olan projelerini kendi hayalini gerçekleştirmek için yapıyor. Hoş, yaptığı işe karşı sevgi duymayan, sadece gelir beklentisi için yapan insanlar yok değil, ama hayalinizi o insanlara teslim etmek isteyeceğinizi sanmıyorum.
Büyük bir stüdyoya fikrinizi yolladığınızda da olumlu yanıt alma ihtimaliniz düşük. Bir stüdyonun üretim kanadındaki 10 kişiden en az 5'inin kendisine ait bir oyun fikri olduğuna eminim, ama uğraştıkları ürün o değil.
Normalde bir problemi dile getirdiğim zaman, bir çözümü de beraberinde getirirdim. Hayalinizi gerçekleştirmek için yatırım ve ekip kurmak, onun öncesinde de hayali gerçekleştirecek kadar kendinizi geliştirmeniz dışında aklıma bir çözüm gelmiyor maalesef.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment