Sunday, September 27, 2009

Keşifler ve geyik

DeviantArt'a koymaya çekindiğim bir çalışmam. Yine Source motoru için yaptığım haritadan ekran görüntüsünü C64 renk paletine göre düzenledim. Riverie River'da Where Light Doesn't Touch diye bir bölüm yer almayacak (büyük ihtimalle), bunu öylesine yaptım. Crimm's Son dışında bu grafik tarzını kullanan bir bölüm hazırlamayı planlamıyorum.

(Evet, oradaki ev Crimm's Son'daki evle aynı)

----

Son keşiflerimden birisi Balance of Power: 21th Century isimli oyun oldu. Oyuna başlamak ve oyunun nasıl oynanacağını kavramak oldukça basit (sadece siteye giriyorsunuz ve oyun ekranı yeni bir pencerede açılıyor), zor olan şey oyunda başarılı olmak.

MarvIndie'den alıntı:
Usta oyun geliştirici Chris Crawford'tan yeni bir oyun, Balance of Power: 21th Century. Aslında 1985'te çıkan ve inanılmaz bir başarı sağlayan Balance of Power'ın devam oyunu diyebiliriz. İlk oyunda soğuk savaş döneminde ABD'nin başına geçiyorduk. Şimdi ki oyunda ise 11 Eylül olayları sonrası ABD'nin başına geçiyoruz.

Buraya kadar herşey klişe gözükebilir ama Chris Crawford için usta derken öylesine konuşmuyordum. Yaptığı oyunların hepsi derinlikli ve ciddi oyunlardır, karşınızdaki oyun size klişe bir konudan çok daha fazlasını sunuyor inanın. Eğer ciddi stratejilerden hoşlanıyorsanız, ya da en azından oyunların sanat olabileceğine inanan ve bu konuda çalışan bir ustanın oyununu merak ettiyseniz kesinlikle deneyin, pişman olmayacaksınız.




Üstünde çalışılabilecek hedefler listesine göz attım, İsrail'in Gaza Strip'i boşaltması bana ilginç geldi ve İsrail'den bunu yapmasını alçakgönüllülükle istedim. Kabul etmedi. Bunun üzerine İsrail'e nükleer bomba attım. Çin, Avrupa Birliği, Hindistan, İran, Irak, Kuzey Kore, Filistin, Pakistan, Rusya beni nefretle kınadı, Kuzey Kore bana sansür uyguladı, teröristler Los Angeles'ın su şebekesini zehirledi ve bütün bunlar benim istifa etmeme neden oldu. Ama İsrail, Gaza Strip'i boşalttı!


Bir de oyunda böyle bir şey olmasını hayal ettim (bu sefer İran'a nükleer bomba atmıştım).









----

Son keşiflerimden (daha doğrusu ablamın keşfi) birisi Leverage adlı dizi. Sadece ilk bölümünü tamamen izledim, diğer bölümlerini ablamla beraber izlemek için saklıyorum, o izlediğimiz ilk bölümü oldukça beğendiğimizi söylemeliyim.

"Leverage follows a five-person team of thieves, computer experts and con artists, headed up by former insurance investigator Nate Ford, who use their skills to right corporate and governmental injustices inflicted on common citizens."

Dizinin en sevdiğim yanı karakterleri. Resimde pek belli olmuyor ama karizmatik ve sevimliler; özellikle de uzmanlık alanı silahlı kalabalık düşmanları etkisiz hale getirmek olan Eliot Spencer ve bana Order of the Stick'teki Haley'i hatırlatan Parker. Alec Hardison karakterini de ben olsaydım Die Hard'daki limuzin sürücüsü ve hacker terörist zenciler gibi Şabanlaştırırdım iyice (Die Hard'daki o iki Şaban zenci süperdi ya).

----


Geçen haftalarda Ben There, Dan That! ile Time Gentlemen, Please! 'i oynamıştım, ama burada bahsetmeyi unutmuşum.

Ben There, Dan That! ücretsiz olarak dağıtılıyor, devam oyunu Time Gentlemen, Please! de 5 dolar. Ücretsiz olanın ilk oyun olması iyi bir durum.

Ben There, Dan That'i ikinci oyundan çok daha fazla sevdiğimi söylemeliyim. İkinci oyun daha karmaşık bir hikaye, zorlayıcı bulmacalar ve uzun oyun süresi sunduğu için adventure oyunu ihtiyacını iyi bir şekilde karşılasa da ilk oyun kadar komik esprilere sahip ve eğlendirici değil.

Bir eser hakkında "Cidden çok komik espriler var, gülmekten yerlere yattım" şeklinde söz etmek mizahî başarısını etkili bir şekilde yansıtmasa da Ben There, Dan That'i başka nasıl anlatabilirim bilmiyorum. Eğer oyunu oynayacaksanız hikayesini önceden öğrenmeyin, her şeyi oyun sırasında öğrenmek en zevklisi (Ve şunu önceden söylememde sakınca yoktur: Oyunun ilk sahnesinde afallıyorsunuz, "Acaba serinin önceki bir oyununu mu kaçırdım?" veya "Yanlış oyundan mı başladım?" diye, ama sonra hikaye sizi sarıyor). BTDT, parodileştirdiği adventure oyunları klişelerini başarılı bir şekilde kullanan, adventure oyunlarını az da olsa seven kişilerin denemesi gereken bir oyun.

(bir de oyunun başlarında Ben'in veya Dan'in odasındaki (hangisinin odasıydı, unuttum) kitapları ve oyunun sonlarında bütün insanların Yang sayesinde süper güçlere ulaştığı evrendeki müzedeki kapalı mağaza satılan eşyaların listesini inceleyin, güzel bir espriyi kaçırmayın)

---

Dün Ace, Christian Bale'ın bir keresinde film setinde oldukça romantik bir sahnenin çekimi sırasında arkalarından geçen bir ışıkçıyı azarladığından bahsetmişti (sonra o ses kaydını buldum, işte burada). Sonra aklıma Batman filmi çekimi sırasında, Batman'in Gotham halkını kurtardıktan sonra insan sevgisi ve adaletle ilgili bir konuşma yaptığı bir sahnenin kesiminde Bale'ın Batman kostümü içerisinde set ekibini azarladığı bir sahne geldi.

---

Kostüm demişken, geçen gün bindiğim bir taksinin telsizinden, başka bir taksicinin yaptığı şu anonsu duydum: "Ben kostümümü değiştirip geliyorum."


Bu arada ne demek "Tatil bitti!"??!

No comments: