Saturday, October 31, 2009

Vorlak

Bakalıım, neler olmuş.

Biraz önce arkadaşlarımla beraberdim, oldukça güzel vakit geçirdim (sağdaki fotoğrafı çeken Neox). Geçen günkü nargile de güzeldi. Oyungezer forumları ile olan ilişkimi uzun bir süre önce kesmiş olmam arkadaşlarımla görüşmeyeceğim veya dergiyi de almayı bırakacağım anlamına gelmez.

Arkadaşlarımın yanındayken kendimi olmak istediğim kişi gibi hissediyorum.

Geçen gün staj mülakatında yaşadığım (daha doğrusu çok sık bir şekilde yaşadığım, mülakatta tekrar yaşadığım) sıkıntı kendimi kendim gibi hissedememem. Bazen kendimi başarısız, bilgisiz, yeteneksiz ve çirkin bir insanmışım gibi hissediyorum ve aynaya bakmak bile beni rahatlatmıyor, sanki aynadaki ben değilmişim gibi. Eskiden bana ben öyleymişim gibi davranan, beni öyle hissettiren insanlarla artık ilişkim kalmamış olmasına rağmen kendime olan güvenimi tamamen oturtamadım henüz, görünüşe göre. Yoksa insanlarla kurduğum iletişimim daha iyi bir noktaya gelebilirdi.

Geçen haftalarda okul pikniğine gitmeden önce çekilecek yeni fotoğraflara yer kalması için dijital fotoğraf makinemdeki resimleri sildim, ama bazı resimlerin yedeğini almayı veya onları koruma altına almayı unutmuşum. Ablam ve Ezgi'yle doğumgünümde çektiğim resimler de arada gitmiş, içime oturdu.

Kedigiller Ankara'ya geldiği zaman Anıtkabir'de çektiğimiz fotoğraflardan birisi.

--

Bir de geçen hafta Ahmet's AGS Fight Game'in 2009 sürümünü çıkarmıştım, kaza yaptıktan sonra ondan bahsetmeyi unuttum. Yayınladığım şeyin önemli olan kısmı kaynak kodları, ama eğer kaynak kodunu yayınladığım oyunun nasıl bir şey olduğunu merak ediyorsanız oyunun derlenmiş hali burada.

--


Geçen gün Thales'in blogunda şu yukarıdaki görseli gördükten sonra aklıma bir espri geldi: "Bnlar ne yhaa! Turqche konu$" söylemi, gotik alfabesi ve ilanda görülen insanın yüzüne yapılacak komik bir makyajla bir ilan hazırlamak. O kadar kötü bir espri değil ("Aslında fena bir espri değil ama niye kimse gülmedi anlamadım"), ama sonra sadece "Turqche konu$"u yazarken bile içim cız etti. Cız! Çıkan ses buydu.

--

"Gord10" nick'inden nefret ediyorum. Ama bu nick'i o kadar uzun bir süre kullandım ki (o zamanlarda bile bu nick'i kullanma nedenim aynıydı, komik) insanlar beni bu isimle tanıdı, hatırlamaya alıştı. Lorean'ı tercih ederdim. Arleon'u değil, çünkü kendimi nadiren Arleon nickine layık hissediyorum. Olmak istediğim kişi gözümde o kadar büyük bir değere sahip ki o nick'e sahip olup da sadece sıradan, basit insanların yapması gereken şeyleri yapmak bana bir forumda Atatürk avatarına sahip bir üyenin bozuk bir Türkçeyle trollük yapması gibi absürt görünüyor. (tamam, bu ikinci durum çok daha absürt, ama ne demek istediğimi anlamış olmalısınız)


----

Bu da Life of Brian adlı filmin sonu. Hayır, filmin sonunu bilmek filmden alacağınız zevki azaltmayacak (belki Hıristiyan inancında Hz. İsa'nın çarmıha gerildiğini bilmiyorsanız o zaman spoiler olabilir) ("Uff, oğlum, The Passion of the Christ'ın sonunda İsa çarmıha geriliyormuş!"), içiniz rahat olsun. (İngilizce altyazılar olmadan ne dediklerininin bir kısmını anlayamadığımı itiraf etmeliyim)



Bir de embedding'i kapalı olan şu video var, Ragnor'un bugün bahsettiği Robot Chicken'ın Star Wars bölümü gerçekten çok güzelmiş.

9 comments:

Unknown said...

Bende buluşmadan zevk aldım ve açıkçası eski arkadaşlarımı görmekten aldğım zevk gerçekten artıyor her buluşmada. Özellikle konuşmaktan zevk aldığım insanlar ile.

Mülakatta başarız hissetmiş olabilirsin. Kendi hareketlerine ve söylediklerine büyük ölçüde güveniyorsan başarılısın demektir.Yalnız insanların yanında seni başarısız hissettiren insanlar konusunda sana bir nebze katılıyorum o da başarısız hissetmek beni bir anlamda kamçılar. Tabi çok fazla durmamak şartıyla.

Videolar ve dövüş oyunu hakkında birşey diyemeyeceğim bence hoş olmuşlar.

Ahmet Kamil Keleş said...

Aslında mülakatım başarılı geçti, daha önceden ilgimi çekmiş olan bir proje üzerinde çalışan ekibe yardımcı olma imkanına sahip olmayı bekliyorum.

Kamçılama konusunda da haklısın, ama kendime vurduğum kamçılar bana bu konuda yeterli.

Anonymous said...

Bnlar ne yaa :D Güzeldi aslında ben gülmüştüm :)

Ahmet Kamil Keleş said...

"Ya" değil, "yhaaa".

Ragnor said...

Abi bu gidişle hepimizin sonu atomda olacak gibi ya hayırlısı diyorum :).

Ama o proje ekibi süperdir tam senlik diyeceğim, tek sorun sen genellikle daha karanlık oyunlar tasarlıyorsun ama o ekip daha çok monkey island vs. gibi eskinin geyik adventure'larına daha yakın gibi. Tabi benimkisi oldukça kısıtlı bir gözlem, ve adventure olması yeter bi yerde zaten :).

Ahmet Kamil Keleş said...

Aslında ben de geyiğe o kadar uzak değil sayılırım.

"Güzel espriler yapıyorum aslında ama dışarıdan pek belli olmuyor."

Ragnor said...

Ahahah :), ben daha çok şu ana kadar üzerinde çalıştığın oyunları düşünerek öyle söylemiştim.

neoxolmis said...

ben güzeldim ama ya o buluşmada :P artık her buluştuğumuzda sizi şok edicem "oha neox mu bu" diye. eet hatta tanımayabilirsiniz bile, öyle olursa da çok pis rol keserim "pardon tanışabilirmiyiz" diye falan ehauasd ne diyom ya ben.

İyi ol Ahmet (Ahmet dememin bi sakıncası yok dimi) Moralini bozma, sıkma kendini. Bak ben yıllardır ilk defa bu kadar mutluyum. yozgatta olmamın eksileri var ama bi kaç tane kafa arkadaş buldum onlarla acayip mutluyum.

insan eskide olsa yenide olsa arkadaşlarıyla mutlu oluyor ya.

Ahmet Kamil Keleş said...

"Ahmet" mi? Hii, bana Ahmet dedi, nasıl dersin?!!1


"Ben güzeldim ama ya o buluşmada :P"
Ama zaten güzelsin? Bizi bu konuda şaşırtabileceğini sanmıyorum.