Saturday, September 18, 2010

Cosplay devamı, başka şeyler daha


 























Bugün gittiğim cosplay partisindeki fotoğraflarım.


---

Geçen gün eve gelirken sokakta çöp veya hurda arabası gibi bir şeyin yanından geçtim. Tuhaf olan şey, o hurdaların içinden elektro gitar solosu seslerinin gelmesiydi. Evet, ciddiyim! O hurdanın içinde bir radyo veya birisinin çalan cep telefonu vardı demek, çok garip bir durum. Sonra kendi kendime "Trash metal!" esprisini yaptım.

(Biliyorum tabi onun "thrash metal" olduğunu, ama espri gereği...)

--

Hâlâ Lost in the Nightmare ile uğraşıyorum. Oyunu çıkaralı 5 yıl olmasına rağmen. Bu oyuna karşı hissettiğim şey basit bir eser-sanatçı ilişkisi değil sanırım (veya eser-sanatçı ilişkisi aslında böyle olmalı), hayatımda yapabileceğim en güzel şey o olarak kalacakmış, bu yüzden onu mükemmel kılmak zorundaymışım gibi hissediyorum. Sanki çocuğum gibi. Ona harcadığım zamanı mesela Crimm's Son üzerinde harcamamak beni geride bıraksa da...


2010 versiyonu üzerinde bu kadar çok çalışmamı gerektiren şey, madenden çıkardığım kaynak kodlarının hâlen yayınlanabilir bir halden geride kalmış olması (çok rezil GUI'leri, ana menüsü var, Deluxe Edition için hazırladığım noise efektini yeniden hazırlamam gerekti). Aslında kör şeytan diyor, oyunun klişe ve saçma sonunu da değiştir diye (antagonistin nasıl öldürüldüğü özellikle, çok gerzekçe), ama o kadar da ileri gitmeyeyim.

AGS'deki karakterleri Türkçe harflerle konuşturabilmek için epey bir çaba harcadım. Ama sağdaki resmi elde edebildikten sonra verdiğim emeğin karşılığını aldığımı hissettim (karakter şekillerini düzenleyeceğim). "Biz su an Turkce konusuyoruz" cümlelerinden nefret ediyorum. Bu yaptığım şey Düşnehri için kullanışlı olacak.

Teknik detaylar:

Hayır, zaten Evvel Zaman İçinde Nasrettin için (aslında daha önceden Düşnehri için) hazırladığım bir AGS uyumlu bir Türkçe ttf font mevcuttu, Nasrettin'de karakterler çatır çatır Türkçe konuşuyorlar zaten. Ama onda olmayan, LitN'da olan bir şey (Display Message kutuları) yüzünden Sierra sci'lerine dalmak zorunda kaldım. Eğer AGS'de ttf fontları anti-alias edersek ve speech fontumuz da ttf formatındaysa karakter yazıları okunamaz hale geliyor (eğer arkaplanları düz renk değilse, yani Lucas Arts stili konuşmalarsa). Anti-alias'ı kapatınca da mesaj kutularının ve GUI'lerin ttf metinleri çirkinleşiyor. Sci fontları, Türkçe karakterleri barındıramayacak bir aralıkta (128 karakter) olduğu için de sistemi 'biraz kırmanız' gerekiyor.

---

Kendimi, yaptığı tek bir hit şarkyı söyleyerek hayatını devam ettiren, unutulmuş şarkıcılar gibi hissediyorum bazen.

No comments: